BİR İSLAM VE VATAN DUSMANI ANATOMİSİ 1925 yılında ingiliz Köpeği oldugu anlaşılan şeyh said denen şahıs İngiliz hukumetınden aldıgı maddi destekle ayaklanmış ve ayaklanmanın bastırılmasıyla Zavallı saidin ingiliz himayesinde bir kurt devletı hayalı kurdugu anlaşılmıştır..
Bu noktada şeyh said ayaklanmasının sebeplerine bakmamız gerekmektedir.şimdi sıkı durun bu isyanın arkasından tanıdık bır ısım cıkacak..
Evet bazı beyınsızlerin bediuzzaman kabul ettıgı başka bır EMPERYALİST kuklası SAİD KURDİ (NURSİ) Tabi bunu soleyınce hemen su acıklamayıda dile getirmek gereklı

.Hatırlarsınız ülkemizde gazeteci vasfıyla çalışan ama ne oldugu bellı olmayan EMRE "ÖKÜZ" diye bir yer elması var.bu şahıs daha once bu konuda cesıtlı carptırma yazılar yazmış ve utanmadan tarıhı degıstırmeye calışmıştır.Hatta o yazılardan etkılenen bır cok sıtede de su uyduruk hikaye yazılmaktadır.. burayı dıkkatlı okuyun ".......Şeyh Said destek istediğinde, Said Nursi şöyle demişti: "Türk milleti asırlarca İslam'ın bayraktarlığını yapmıştır. Onlara karşı kılıç çekilmesine izin vermem.. ...
" Yalana bakın .... Bunu KURT TEALI CEMAATI uyesı Said Kurdi mi dedi?

 Bunu 1912 yılında yazdıgı eserınde "uyan ey selahaddının torunları kurtler" dıyıp ayaklanma cagrısı yapan said kurdımı dıyecek. Okuması yazması olmayan Köpek Said, kagıt ve hokkanın (en kalitesizleri olan sarı kagıtların) ingiltereden geldiği bir donemde 1. sınıf beyaz kagıda ( ki ozaman o baskı ve o kagıt teknolojisi ulkemizde yok) risaile denen bolucu eserlerini yazmıştır..Aslında yazdırmıştır...

FARKINDAMISINIZ AYNI OYUNLAR EMPERYALIST GUCLER TAFAFINDAN AYNI BOLGEDE DEVAMLI OLARAK TEKRARLANMAKTA...ONCE İSLAM ULKELERINDE HALKIN ZAYIF YONUNU YANI DINI KULLANARAK CESITLI KAHRAMANLAR YARATMAKTA O SATILIKLARA CESITLI GOREVLER VERMEKTE VE ONLARI DESTEKLEMEKTEDIRLER... İŞTE GUNUMUZE GELDIGIMIZDE EMPERYALIST GUCLER TARAFINDAN KUTSAL SAYILAN BU VAZIFEYI USTLENEN KISI ISE FETULLAH GULEN OLMUSTUR...
 
Fetullah Nereden geldiği belli olmayan paralarla bedava gazete dagıtmakta ( Zaman gazetesi bayi satısı ortalama 25 bin..Bedava dagıtılan sayısı 750.000),biryandan Abd emperyalizmi ve yeni dunya duzenının kurulacagını sandıkları (!) bolgelerde okullar acmakta ve o bolgelerde gelecekte Abdnin kullanacagı minik casusları yetiştirmektedir.Bu buyuk para gucu ve abd destegı ıle Turkıyedede soz sahıbı olmuş, ve Emperyalistlerin yuzyıllık planı en parlak donemıne gelmiştir. Fetullah denen zibidi...

Bu sahsı savunanların cevaplayamadıkları yada cevapladıklarını sandıkları bırcok sualden sadece bırkacına degınecegim..

1-FETULLAH NEDEN AMERIKADA? -Unutulmamalıdırki Turk tarıhınde Cem Sultan harıç hıç kımse dusmana sıgınmamış, Dusmanla iş bırlıgı yapmamıştır.Abd yenı dunya duzenı planına uygun yerlerde neden okullar acmaktadır? Siz fetullahçılar kendınızı kandırmayın ve tedavi için abd ye gıttı masalını okumayın! Nasıl bir tedaviyse 12 yıldır Villalarda Abd korumasında suruyor.
 
2-OKULLARIN AMACI TURK SEVGISIMI YOKSA ABD'NIN KULLUGUMU? -Öncelikle sunu belirtmede fayda var.Fetullahın okullarında Turkçe degıl o ulkenın dılı anadıl olarak okutulmaktadır.Tabi Ayna denen bi program var çeşitli hikayeleri maalesef izleyicisine sunup halkı kandırmaktadır.Bu okullarda Çocuklar gelecek ıcın hazırlanmakta, gelecekte o ulke yoneımıne soz sahıbı olacak yada kariyer sahıbı olan amerıkan usakları yetıstırılmektedır.

3-FETULLAH YAYIN ORGANI ZAMANDA NEDEN ABD KARSITI YAYIN YAPILMAMAKTADIR? - Bildiğiniz gibi ırakta abd ısgalınden buyana tam bır karmasa ve kural tanımaz bır ortam bılınclıce yaratılmış ve bunun sonucunda mılyonlarca ıraklı katledılmıştır.peki zaman gazetesınde bunlarla ılgılı Abd karsıtı yada bu KATLIAMIN SORUMLUSUNUN ABD OLDUGUNA DAİR EN UFAK BI YORUM YAPILMIŞMIDIR! tabıkı hayır!!!! Yada Zamanın satılık kalemleri Abd polıtıkası karsıtı yorum yapabılmektemıdır...Buda hayır... Yapamazlar..... Hic kopek sahibini ısırırmı??????

4-ILIMLI İSLAM SACMALIGI -ilk başta çok masum görünsede destekleyen kuvvetler dikkate alındıgında apacık anlasılıyor ki ILIMLI İSLAM : Abd nin Türkiye'yi de dahil etmeye çalıştığı büyük ortadoğu projesi denen ahlaksız oyunun sinsice yutturulmasından başka bir şey değildir . ılımlı islam sentezi ilk batı dunyası tarafından ortaya atılmış olup Uygulamada ki kahramanlarıda bizzat emperyalist gucler tarafından secılmış Nurcu hareket dediğimiz vatan hainleridir.

İŞTE FETULLAHIN PİSLİKLERİ...

-Fetullahın kendi yayın organı zaman gazetesinde yayımlanan mektubu. “Papa 6. Paul Cenaplari tarafindan baslatilan ve devam etmekte olan Dinlerarasi Diyalog Icin Papalik Konseyi (PCID) misyonunun bir parcasi olmak uzere burada bulunuyoruz. Bu misyonun tahakkuk edisini gormeyi arzu ediyoruz. En aciz bir sekilde hatta biraz curetle, bu pek kiymetli hizmetinizi icra etme yolunda en mutevazi yardimlarimizi sunmak icin size geldik.” M. Fethullah Gulen / Rabb’in aciz kulu / 9 Subat 1998 Zaman gazetesi Sanırım yukarıdaki mektup yeterince acık ve net... İSLAM DİNİNE GÖRE NURCULUK (bu maddeler bizzat Diyanet işleri başkanlıgı tarafından yayımlanmıştır) 1-Ayeti kerimelerin tefsirinde, mananın tahammül edemeyeceği tarzda batni ve indi manalar verilmeye çalışıldığı, ebcet hesabı ve Tevafuklarla manalar verildiği, bunların müslümanlık esaslarına göre dini ve ilmi kıymeti olmadığı, 2-Nur risalelerini toplu olarak okumanın bir nevi hizipçilik olduğu, 3-Bir kısım ayetlerin islamlığın usullerine göre tefsirine kalkışıldığı, 4-Risalei nurun mukaddesat arasına katılmak istendiği, yalnız nurcular için dua yapılarak müslümanlar arasında bir zümre meydana getirildiği, tefrikaya yol açıldığı, 5-Saidi Nursi’nin ve eserlerinin haruküladeliği ve kerametleri hakkında indi tevillerle mübalağlı ifadeler kullanıldığı, 6-Kur’anı Kerim’in harflerinden birtakım manalar istihracına kalkılmak gibi ulemanın ekseriyetince benimsenmeyen bir yol tutulduğu, Asayi Musa adlı eserinde ayet ve kelamı indi olarak tevil ederek bunların risalei nuru tebşir ve tebliğ ettiğinin iddia edildiği, 7-Bugibi tevil ve iddiaların islami esaslara uymadığı, 8-Nurculuğun milli ve dini birliği parçalayan zümrecilik olduğu, 9-Nur risalelerinde kürtçülüğü körükleyen sözler bulunduğu belirtilmiş ve 22.23 sayfalarında "Nurculuğun inanış ve telakkileri, İslam dininin, Kur’anı Kerim’in ve sünneti seniyyedeki kaide ve formüllere uymayan bir akide tarzı olmuştur. Nurculuk dini meselelerde işi çığrından çıkaran bir istismara ilaveten milli ve içtimai konularda birlik fikrini baltalayan bir zihniyeti temsil etmiştir. Risalelerde gösterilen sırf dini ifadeleri bile yapılan aşırı teville ve keyfi görüşlerle yukarıda örnekleri ile belirttiğimiz gibi manevi, milli bütünlüğümüzü bozan, gerçek itikatı gölgeleyen bir hal almıştır. Bu risaleleri okuyanlar kendilerini bütün müslümanlardan üstün görmüşler, yalnız ve yalnız nurcu olanları cennete ehil, nur risalelerini günahlara kefil saymışlar ve netice olarak da nur risalelerini okumayı ibadet haline getirmişlerdir. Ey müslüman kardeş; dine yararlı telif irşatta bulunanlar Peygamberin hizmetkarı durumunda bulundukları için Kur’anı Kerim’de Peygamber Efendimize hitab edilmiş ayetleri, onların şahsına atfetmek yakışık almaz. Böyle bir tevazuu benimsemek bile müslüman tevazuuna sığmaz. Nur risalelerini Kur’an’ın en mükemmel tefsini addetmek Allah kelamını kıyamete kadar, ondan sonra gelecek şeylere ve bütün ilimlere şümulünü bilmemek demektir." Nurculuğun ve Nur Risalelerinin gerçek İslam'a uymadığının açıkça ifade edildiği görülmüştür.

NEYİN DİYALOGUNDAN BAHSEDİYORSUN SEN KÖPEK!

Müslümanlığın hak din olarak yeryüzüne gönderilmesi ile diğer dinlerin hükmü kalmamış olup, İslam'a göre başka dinlere inanalarda müşrik ve kafir denilmektedir Allahın bu emrini hiçe sayıp o dinleri var kabul edip diyalogdan bahsetmek müşriklik ve kafirlikten başka bişey değildir.Sizin gayret güttüğünüz diyalog Allahın emirlerine karsı gelmektir.
 
İslam şu ya da bu diye ikiye ayrılmaz.Tektir ve değiştirilemez.


SON SÖZ OLARAK 7 Mart 1964, TARİHLİ BU YAZIYI EKLEMEK İSTİYORUM Kürt Said'in tam bir Kürt milliyetçisi olduğunun daha kesin bir tanığı olamaz. Böyle olmayıp da, yalnız geri kalmış Kürtleri kalıkındırmak amacı gütseydi, onlara "Bilgi sahibi olun" demekle yetinir, medeni ve ebedî Türkçe dururken, millî dil diye kaba ve iptidaî Kürtçeyi tavsiye etmezdi. Meşrutiyetin memlekette yaptığı sarsıntıdan ve otoritenin zaruri gevşemesinden faydalanarak, Türkiye'yi parçalamak ve kendi cemaat gayelerini gerçekleştirmek isteyen Hıristiyan tebaalar gibi, bu müslüman kardeş de İmparatorluğun bütün yükünü ve çilesini çekmiş olan Türkleri vurmaya çalışıyor. Kendilerine tarih ve şeref uydurmak ihtiyacında olan bütün iptidaî cemaatler gibi, roman kahramanı olan Zâloğlu Rüstem'i ve ancak anası Kürt olan Selâhaddin Eyyubî'yi Kürt kahramanı diye ileri sürüyor. Kürtlerin mevhum meziyetlerinden bahsediyor. Kısacası, onlara devlet kurdurmaya çalışıyor. Tabiî devletin buna müsaade etmeyeceğini anladıktan sonra, Saîd-i Kürd-î adını Saîd-i Nursî yaparak ve Nur risaleleri diye cehlin ve taassubun örneği olan karalamalar düzerek, bir din mürşidi gibi ortaya çıkmaya başarıyor. Bizim için şaşılacak nokta, onun şu veya bu davranışı değil, onbinlerce, belki yüzbinlerce gafil Türk'ün, bu cahil Kürd'ün arkasından gitmesi, onun cahilâne ve hâinâne öğütlerine körü-körüne boyun eğmesidir. Şimdi bu gafil Türklere hitap etmek istiyorum: Siz, Türk ve Müslüman mısınız? Türkseniz, hangi sebeple cahil bir Kürdün ardından gidiyor, onun telkinleriyle kendi ırkınızı, kendi dilinizi hor görüyorsunuz? Aranızda "Türkçe de dil mi?" diyen ahmaklar, resmî dilin Arapça olmasını isteyen hainler var. Siz ne biçim Müslümansınız ki, cahil bir Kürd'ün telkini ile evlenmeyi lanetliyor, dinsiz çocuklar yetişir de günaha gireriz diye bekâr kalmaya azmediyorsunuz? Putperest olduğunuzun farkında değil misiniz? Bir cahil Kürd'ün sakalını, tırnaklarını, abdest aldığı suyukutsal emanetler gibi saklamak hangi Müslümanlığın, hangi insanlığın, hangi temizlik kaidesinin, hangi şuurun işidir? Uyanın! Radyoyu melekle açıklamaya kalkan bir budalanın müridi olarak eşe dosta, dosta düşmana karşı gülünç olmayın. Müslümanlık, temeli atılmış, büyük bilginlerini yetiştirmiş, tedvin olunmuş bir dindir. Onun yeni baştan açıklanması için Kürt Said gibi maskaralara ihtiyaç yoktur. Ötüken, 7 Mart 1964, Sayı: 109